Romanın son sayfasını henüz okumadım.
- I haven't read the final page of the novel yet.
Biri bu kitabın ilk üç sayfasını yırtmış.
- Someone has ripped out the first three pages of this book.
Tom baştan sona kadar derginin sayfalarını çevirdi.
- Tom flipped through the pages of the magazine.
Sarı sayfalara bir göz at.
- Look through the yellow pages.