Yarın benim doğum günüm.
- Tomorrow is my birthday.
Yarın benim doğum günüm.
- Tomorrow's my birthday.
Korkarım ki sana bir yük olacağım.
- I am afraid I'll be a burden to you.
Size sorunlarımı yüklemek istemiyorum
- I don't want to burden you with my troubles.
Sorumluluk omuzda hafiftir.
- The burden is light on the shoulder.
Size sorunlarımı yüklemek istemiyorum
- I don't want to burden you with my troubles.
Bugün sabah bir kelebeğin doğuşunu gördüm.
- Today in the morning, I have seen the birth of a butterfly.
Henry James doğuştan bir Amerikalıdır.
- Henry James was an American by birth.
Kadın doğurur ve erkekler doğurmaz.
- Women give birth and men do not.
Bu gerçek bir hikaye. Bir kadın, doğurmak için ünlü bir kadın-doğum kliniğine yatırıldı.
- This is a true story. A woman was admitted to a reputed obstetrics clinic to give birth.
Sami'nin doğumu evlilik dışı bir ilişkiden kaynaklandı.
- Sami's birth resulted from an extramarital affair.
Ben bu sorumluluğu Tom'a yükleyemem.
- I can't burden Tom with that responsibility.
Bu sorunu Tom'a yükleyemem.
- I can't burden Tom with that problem.
Dün onyedinci doğumgünümdü.
- Yesterday was my seventeenth birthday.
Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.
- I got you a pen as a birthday present.
Ağır vergi yükü altındaydılar.
- They were burdened with heavy taxes.
Her birth father left when she was a baby; she was raised by her mother and stepfather.
Biological evolution created a human mind that enabled cultural evolution, which now outpaces and outclasses the force that birthed it.
He was of noble birth, but fortune had not favored him.
... that they give birth to me and I give birth to them, and the ...
... to be giving birth to my own head." [ Laughter ] ...