O yaşlılığında çelimsiz oldu. - He's become frail in his old age.
O yaşlılığında çelimsiz oldu.
He's become frail in his old age.
Çelimsiz yaşlı adam inatla bir tekerlekli sandalyeyi kullanmayı reddetti. - The frail old man stubbornly refused to make use of a wheelchair.
Çelimsiz yaşlı adam inatla bir tekerlekli sandalyeyi kullanmayı reddetti.
The frail old man stubbornly refused to make use of a wheelchair.