Vampir tabutunun içinde geri hayata geldi.
- The vampire came back to life in his coffin.
Tom tabutun içine baktı.
- Tom looked into the coffin.
Onun çiçek dolu büyük bir sepeti var.
- He has a large basket full of flowers.
Benim sepet kitaplarla dolu.
- My basket is full of books.
Sepette çok az sayıda elma var.
- There are few apples in the basket.
Sen bir basketbol topunu senin parmak ucunda döndürebilir misin?
- Can you spin a basketball on your fingertip?
Bir sepet dolusu mantar hasat etti.
- He harvested a basketful of mushrooms.
Tom eve kendi topladığı bir sepet dolusu erik getirdi.
- Tom brought home a basket full of plums that he had picked himself.
Let's play some basket.
The point guard drove toward the basket.
He is good at basketball.
- O, basketbolda iyidir.
Tom can't dribble a basketball very well.
- Tom basket topunu çok iyi süremez.
... girl in a basket that he lays at the doorstep of an orphanage. Well, the next day, the ...