Gıda yetersizliği onu zayıf ve bitkin düşürdü.
- Lack of food had left him weak and exhausted.
Kötü hasat büyük gıda sıkıntısına neden oldu.
- The bad harvest caused massive food shortages.
Mağdur kimselerin yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarını karşılamalıyız.
- We must provide food and clothes for the victims.
Bu yiyecek sağlıksız.
- This food is unhealthy.
Besin yutulmadan önce çiğnemeli.
- Food should be chewed before being swallowed.
Besinin kolay sindirebilmesi için iyi çiğnenmesi gerekir.
- Food must be chewed well to be digested properly.
İtalya'da yemekler harikaydı.
- The food was great in Italy.
Japon yemeklerini sever misin?
- Do you like Japanese food?
İtalya'da yemekler harikaydı.
- The food was great in Italy.
İtalyan yemeği lezzetliydi.
- The Italian food was delicious.
Bir süre kızartılmış yiyeceklerden kaçının.
- Avoid fried foods for a while.
Kimi yiyecekler bizleri susatırlar.
- Some kinds of food make us thirsty.
Soja proteinlerle dolu hayvanlar için bir gıda maddesidir.
- Soja is a food for animals that's full of proteins.