The joint of my left shoulder aches.
- Benim sol omzumun eklemi ağrıyor.
My joints ache when it gets cold.
- Hava soğuk olduğunda eklemlerim ağrıyor.
Tom put up with the pain for a couple of weeks before finally going to the hospital.
- Sonunda hastaneye gitmeden önce, Tom ağrıya birkaç hafta dayandı.
When Tom couldn't bear the pain any longer, he went to the hospital.
- Tom artık ağrıya tahammül edemediği zaman, hastaneye gitti.
The initial symptoms of the disease are fever and sore throat.
- Hastalığın ilk belirtileri ateş ve boğaz ağrısı.
You have a sore throat and fever. Don't go out.
- Senin boğaz ağrısı ve ateşin var. Dışarı çıkma.
We all have stomachaches.
- Hepimizin karın ağrısı var.
Tom had a bad stomachache.
- Tom'un kötü bir karın ağrısı vardı.
Tom says he has a stomachache.
- Tom bir mide ağrısı olduğunu söylüyor.
Her daughter has a stomachache.
- Kızının bir mide ağrısı var.
A toothache deprived me of sleep.
- Bir diş ağrısı beni uykumdan mahrum etti.
My little sister has been suffering from a toothache since last night.
- Benim küçük kardeşim geçen geceden beri diş ağrısından kıvranıyordu.
I'm feeling OK except for the earache.
- Kulak ağrısı dışında kendimi iyi hissediyorum.
Tom has a sore throat.
- Tom'un boğazı ağrıyor.
Tom rubbed his sore feet.
- Tom ağrıyan ayağını ovaladı.