He thinks in terms of his own country.
- O, ülkesi açısından düşünüyor.
North Americans are more conservative in terms of sexual morality than Europeans.
- Kuzey Amerikalılar cinsel ahlak açısından Avrupalılardan daha tutucudur.
We considered the problem from all angles.
- Sorunu tüm açılardan düşündük.
You must view the matter from different angles.
- Bu konuya farklı açılardan bakmalısın.
Let's approach this problem from a different aspect.
- Bu soruna farklı bir açıdan yaklaşalım.
There are other aspects.
- Diğer bakış açıları var.
I've failed in every respect.
- Ben her açıdan başarısız oldum.
They differ in many respects.
- Birçok açıdan farklılık gösterirler.
The sun is yellow. That depends on your perspective. I am of the opinion that yellowness is sunny.
- Güneş sarıdır. Bu sizin bakış açınıza bağlı. Ben sarılığın güneşli olduğu fikrindeyim.
You've lost perspective.
- Bakış açısını kaybettin.
There's a small shop on the corner that is open 24 hours a day.
- Köşede 24 saat açık olan küçük bir dükkan var.
I turned the corner and caught sight of a newly opened restaurant.
- Ben köşeyi döndüm ve yeni açılmış bir restoranı gördüm.
From my personal point of view, his opinion is right.
- Benim kişisel bakış açıma göre onun fikri doğrudur.
Try to see the problem from her point of view.
- Sorunu onun bakış açısından görmeye çalış.
Divers have found hundreds of Spanish gold coins off the coast of Florida.
- Dalgıçlar Florida sahili açıklarında binlerce İspanyol altın sikkesi buldu.