You must view the matter from different angles.
- Bu konuya farklı açılardan bakmalısın.
These two lines cut across each other at right angles.
- Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir.
Let's approach this problem from a different aspect.
- Bu probleme farklı bir açıdan yaklaşalım.
This is quite sound from a scientific aspect.
- Bu, bilimsel açıdan son derece sağlam.
The two neighbouring countries differ from each other in all respects.
- İki komşu ülke her açıdan birbirinden farklıdır.
They differ in many respects.
- Birçok açıdan farklılık gösterirler.
You need to get a new perspective.
- Yeni bir bakış açısı elde etmelisin.
I share his political perspective.
- Onun siyasi bakış açısını onaylıyorum.
I turned the corner and caught sight of a newly opened restaurant.
- Ben köşeyi döndüm ve yeni açılmış bir restoranı gördüm.
There's a small shop on the corner that is open 24 hours a day.
- Köşede 24 saat açık olan küçük bir dükkan var.
I can understand your point of view.
- Bakış açınızı anlayabiliyorum.
Try to see the problem from her point of view.
- Sorunu onun bakış açısından görmeye çalış.
Divers have found hundreds of Spanish gold coins off the coast of Florida.
- Dalgıçlar Florida sahili açıklarında binlerce İspanyol altın sikkesi buldu.