You see everything in terms of money.
- Her şeye parasal açıdan bakıyorsun.
She has no idea how she wants the house to look in terms of décor.
These two lines cut across each other at right angles.
- Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir.
The roof declines at a sharp angle.
- Çatı keskin bir açıyla eğimlidir.
Let's approach this problem from a different aspect.
- Bu probleme farklı bir açıdan yaklaşalım.
This is quite sound from a scientific aspect.
- Bu, bilimsel açıdan son derece sağlam.
I fall behind him in this respect.
- Bu açıdan onun gerisine düştüm.
They differ in many respects.
- Birçok açıdan farklılık gösterirler.
You need to get a new perspective.
- Yeni bir bakış açısı elde etmelisin.
You've lost perspective.
- Bakış açısını kaybettin.
I turned the corner and caught sight of a newly opened restaurant.
- Ben köşeyi döndüm ve yeni açılmış bir restoranı gördüm.
There's a small shop on the corner that is open 24 hours a day.
- Köşede 24 saat açık olan küçük bir dükkan var.
This is a valid point of view.
- Bu geçerli bir bakış açısıdır.
Let's look at the problem from a different point of view.
- Soruna farklı bir bakış açısından bakalım.
Divers have found hundreds of Spanish gold coins off the coast of Florida.
- Dalgıçlar Florida sahili açıklarında binlerce İspanyol altın sikkesi buldu.