O,müzeyi ziyaret etme fırsatından yararlandı.
- He took advantage of the opportunity to visit the museum.
Onu görme fırsatı kaçırmamalısınız.
- You shouldn't miss the opportunity to see it.
Sami şans aramak için Kanada'ya gitti.
- Sami went to Canada, looking for opportunity.
Bir gün, Malezya'nın tüm çocukları mükemmel bir eğitime ulaşma şansına sahip olacak.
- One day, all children in Malaysia will have the opportunity to attain an excellent education.