She spends her free time making dolls.
- O, boş zamanını oyuncak bebekler yaparak harcar.
She became rich by making ceramic pieces.
- O, seramik eser yaparak zengin oldu.
I want to spend more time doing things that matter.
- Önemli olan şeyleri yaparak daha fazla zaman harcamak istiyorum.
She spends over a third of her time doing paperwork.
- O, zamanının üçte birini evrak işleri yaparak geçirir.