The enemies destroyed the plant by bombing.
- Düşmanlar tesisi bombalayarak imha ettiler.
The cleanup at the Fukushima Daiichi plant could take years, possibly decades.
- Fukushima Daiichi tesisindeki temizlik, yıllar belki de on yıllar sürebilir.
Bush thinks that he has been sent by God to establish justice on Earth.
- Bush yeryüzünde adaleti tesis etmek Allah tarafından gönderildiğini düşünüyor.
Dan ordered the security guards to close all the exit doors of the facility.
- Dan güvenlik görevlilerine tesisin tüm çıkış kapılarını kapatmalarını emretti.
Dan was serving a life sentence in a maximum security facility.
- Dan maksimum güvenlikli bir tesiste ömür boyu hapis cezasını çekiyordu.
He works for a plumbing company.
- O bir sıhhi tesisat şirketi için çalışıyor.
We have ninety minutes to carry the concrete from the mixing plant to the worksite.
- Karıştırma tesisinden şantiyeye beton taşımak için doksan dakikamız var.