Tom doesn't want to clean his room.
- Tom odasını temizlemek istemiyor.
It took me three days to clean the room.
- Odayı temizlemek üç günümü aldı.
I have to clean up my apartment.
- Dairemi temizlemek zorundayım.
I'm the one who has to clean up this mess.
- Bu pisliği temizlemek zorunda olan kişi benim.
I hate doing the washing up, even more than cleaning the toilet.
- Bulaşık yıkamaktan nefret ederim, hatta tuvalet temizlemekten daha çok.
You can use a tongue scraper to clean your tongue.
- Dilinizi temizlemek için bir dil kazıyıcı kullanabilirsiniz.
Isn't it easier to find your stuff when your room's tidy? I don't care. I don't want to clean my room.
- Odan düzenli olduğunda eşyanı bulmak daha kolay değil mi? Umurumda değil. Odamı temizlemek istemiyorum.
It's his job to pull the weeds in the garden.
- Onun görevi bahçeden kötü otları temizlemektir.
The Europeans hired an exorcist to cleanse their continent of demons.
- Avrupalılar iblislerin kıtasını temizlemek için bir cinci hoca tuttu.
It shouldn't take us long to clean out the garage.
- Garajı temizlemek çok zaman almamalı.
Their job is to clear gardens.
- Onların işi bahçeyi temizlemek.
She tried hard to clear her mind of doubts.
- Aklını şüphelerden temizlemek için çok çabaladı.