I don't want to ruin the evening for everyone.
- Herkes için akşamı mahvetmek istemiyorum.
I didn't tell Tom about it because I didn't want to ruin his day.
- Onun gününü mahvetmek istemediğim için Tom'a ondan bahsetmedim.
Tom orchestrated a plot to destroy the project.
- Tom projeyi mahvetmek için bir komplo düzenledi.