Tom eski neslin bir üyesi olduğunu itiraf etmekten nefret ediyor.
- Tom hates to admit that he's a member of the older generation.
Bu eski gelenekler nesilden nesile devredilmiştir.
- These old customs have been handed down from generation to generation.
Bilgisayarı bozdun. Aferin, dahi.
- You broke the computer. Nice going, genius.
Japon öğrencilerinin genel kültür bilgisinden etkilendim.
- I was impressed by the general knowledge of Japanese students.
New York'un caddeleri çok geniş.
- New York'un caddeleri çok geniştir.
New York'un caddeleri çok geniştir.
- New York'un caddeleri çok geniş.
In the United States the word 'rebate' is widely recognized, generally as an incentive where makers give back directly to consumers.
- In America 'rebate' is widely recognized, generally as an incentive where makers give back directly to consumers.
In America 'rebate' is widely recognized, generally as an incentive where makers give back directly to consumers.
- In the United States the word 'rebate' is widely recognized, generally as an incentive where makers give back directly to consumers.
The Mississippi River is deep and wide.
- Mississippi Nehri derin ve geniştir.
The streets of New York are very wide.
- New York'un caddeleri çok geniştir.
Good movies broaden your horizons.
- İyi filmler ufkunuzu genişletir.
He has broad shoulders.
- Onun geniş omuzları vardı.
The width of the road is insufficient for safe driving.
- Yolun genişliği güvenli sürüş için yetersiz.
To calculate the capacity, multiply the length by the width by the depth.
- Kapasiteyi hesaplamak için, uzunluğu genişlikle derinlikle çarpın.
The labor unions had been threatening the government with a general strike.
- İşçi sendikaları hükümeti genel grevle tehdit etmekteydi.
General Motors laid off 76,000 workers.
- General Motors 76,000 işçisini işten çıkardı.
Usually, I'll be gone before the morning light.
- Genellikle, sabah ışığından önce gitmiş olurum.