We must hurry if we want to arrive at the station on time.
- Biz, zamanında istasyona varmak istiyorsak acele etmeliyiz.
Nancy never fails to arrive on time.
- Nancy asla zamanında varmaktan geri kalmaz.
The third thing you have to do is develop this ability to notice.
- Yapmanız gereken üçüncü şey bu yeteneği geliştireceğinizin farkına varmak
At a speed of 17 km/sec, it would take about 75,000 years to reach Proxima Centauri, the second nearest star from Earth.
- Saniyede 17 km hızla dünyadan en yakın ikinci yıldız olan Proxima Centauri'ye varmak yaklaşık 75.000 yıl alır.
I want to reach the hotel before it gets dark.
- Hava kararmadan otele varmak istiyorum.
His debts amount to $2,000.
- Onun borçları 2,000 dolara varmaktadır.
His debts amount to $2,000.
- Onun borçları 2,000 dolara varmaktadır.
It took only about five minutes to get to my uncle's house from the station by car.
- Arabayla istasyondan amcamın evine varmak yaklaşık sadece beş dakika aldı.
I want to reach the hotel before it gets dark.
- Hava kararmadan otele varmak istiyorum.
Tom was in a hurry to get home.
- Tom eve varmak için acele ediyordu.
I have to get home before it gets dark.
- Hava kararmadan önce eve varmak zorundayım.
He made an effort to get to the station early.
- İstasyona erken varmak için çaba harcadı.
It took only about five minutes to get to my uncle's house from the station by car.
- Arabayla istasyondan amcamın evine varmak yaklaşık sadece beş dakika aldı.
We must hurry if we want to arrive at the station on time.
- Biz, zamanında istasyona varmak istiyorsak acele etmeliyiz.
I want to arrive at Kennedy Airport early in the afternoon.
- Öğleden sonra erken saatlerde Kennedy Havaalanına varmak istiyorum.
We have to come to some agreement.
- Bir anlaşmaya varmak zorundayız.