I must work hard to pass the test.
- Testi geçmek için çok çalışmalıyım.
Jim boasts of having passed the exam.
- Jim sınavı geçmekle öğünüyor.
It is not good to ridicule him in public.
- Kamusal alanda onunla dalga geçmek iyi değil.
He wants to make fun of me.
- O benimle dalga geçmek istiyor.
The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface.
- Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı.
I dislike going through customs at the airport because it takes so long.
- Havaalanında gümrüklerden geçmekten hoşlanmam çünkü çok uzun sürüyor.
The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface.
- Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı.
Click here to skip this ad.
- Bu reklamı es geçmek için buraya tıkla.
Click here to skip this ad.
- Bu reklamı es geçmek için buraya tıkla.
Factories have been urged to switch from coal to a cleaner fuel.
- Fabrikalar kömürden temiz bir yakıta geçmek için teşvik edilmiştir.
We have to get through security.
- Güvenlikten geçmek zorundayız.
I think I can speak French well enough to get by.
- Sanırım geçmek için yeterince iyi Fransızca konuşabilirim.
If you have questions, don't hesitate to get in touch with me!
- Sorularınız varsa, benimle temasa geçmekten çekinmeyin!
It is necessary to go through customs at your arrival.
- Girişinizde gümrükten geçmek gerekiyor.
This ship is too big to pass through the canal.
- Bu gemi, kanaldan geçmek için fazla büyük.
We all want to be current.
- Hepimiz geçmek istiyoruz.