The man went out of his way to take me to the station.
- Adam beni istasyona götürmek için zahmet etti.
I've got to take my library books back before January 25th.
- 25 Ocaktan önce kütüphane kitaplarımı geri götürmek zorundayım.
I had to carry Tom to bed.
- Tom'u yatağa götürmek zorunda kaldım.
I had to carry Tom upstairs.
- Tom'u üst kata götürmek zorunda kaldım.
I'll have to take Tom with me.
- Tom'u benimle götürmek zorunda kalacağım.
Where did you want to take Tom?
- Tom'u nereye götürmek istedin?
I'd be more than happy to drive you home.
- Seni eve götürmekten mutlu olurum.
Tom was kind enough to drive me home.
- Tom beni eve götürmek için yeterince kibardı.
I want to get you someplace where I know you'll be safe.
- Seni güvende olacağın bir yere götürmek istiyorum.
He wined me and dined me and then wanted to take me to bed!
- O bana şarap içirip yemek verdi ve sonra yatağıma götürmek istedi!
I had to carry Tom to bed.
- Tom'u yatağa götürmek zorunda kaldım.
See if you can find an usher to take this gentleman to his seat.
- Bu beyefendiyi koltuğuna götürmek için bir teşrifatçı bulabilip bulamayacağına bak.
Getting food to Fort Sumter would be a very difficult job.
- Fort Sumter'a yemek götürmek zor olacak.
I had to get Tom to school.
- Tom'u okula götürmek zorunda kaldım.