-e dikkatli

listen to the pronunciation of -e dikkatli
Турецкий язык - Английский Язык

Определение -e dikkatli в Турецкий язык Английский Язык словарь

-e dikkatli
observant of
dikkatli
watchful

Sami was very watchful. - Sami çok dikkatliydi.

dikkatli
careful

I'm the type who likes to think things over very carefully. - Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.

If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps. - Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.

dikkatli
attentive

Tom listened attentively. - Tom dikkatlice dinledi.

Listen attentively to what I say. - Söylediğimi dikkatlice dinle.

dikkatli
cautious

Life is as a box of matches. Treating it cautiously is foolish, not treating it cautiously is dangerous. - Yaşam bir kutu kibrit gibidir. Dikkatli davranırsan aptallıktır. Dikkatli davranmazsan tehlikelidir.

As far as Bob is concerned, anything goes. By contrast, Jane is very cautious. - Bob'a kalırsa, bir şey dönüyor. Buna karşılık, Jane çok dikkatli.

dikkatli olmak
watch out
dikkatli
thoughtful

You should be more thoughtful of your safety. - Güvenliğiniz hakkında daha dikkatli olmalısın.

dikkatli
canny
dikkatli
solicitous
dikkatli
attentively, carefully, cautiously
dikkatli bir şekilde
rigorously
dikkatli ol
be careful!

You'd better be careful about going to her house. - Onun evine gitme hakkında dikkatli olsan iyi olur.

You should be careful in choosing friends. - Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.

çok dikkatli
meticulous
dikkatli olmak
mind
dikkatli
deliberate
dikkatli
advertent
dikkatli
(deyim) on the ball
dikkatli
selective
dikkatli
diplomatic
dikkatli
vigilant
dikkatli
conscientious
dikkatli
close

We all need to pay closer attention to what Tom says. - Hepimiz Tom'un söylediklerini daha dikkatli dinlemeliyiz.

He closed carefully the front door. - O, ön kapıyı dikkatlice kapattı.

dikkatli
argus-eyed
dikkatli
tender
dikkatli
shy
dikkatli
punctilious
dikkatli
argus
dikkatli
thorough
dikkatli
hooly
dikkatli
alert

My son needs to be more alert at school. - Oğlum okulda daha dikkatli olmalı.

I forced myself to stay alert. - Kendimi dikkatli olmaya zorladım.

dikkatli
eagle-eyed
dikkatli bir şekilde
shyly
dikkatli bir şekilde
over
dikkatli ol
be cautious

We have to be cautious. - Dikkatli olmak zorundayız.

Be cautious when you cross the street. - Caddeyi geçerken dikkatli ol.

dikkatli ol!
watch your step!
dikkatli ol!
take care!
dikkatli olma
reck
dikkatli olma
carefulness
dikkatli olmak
keep one's eyes peeled
dikkatli olmak
be on the ball
dikkatli olmak
be watchful
dikkatli olmak
watch out for
dikkatli olmak
watch one's step
dikkatli olmak
keep one's eyes open
dikkatli taşıyın
handle with care
dikkatli şekilde
carefully
pek dikkatli olmayan
casual
bu bluzlara lütfen dikkatli davranır mısınız
Would you please be careful with these blouses
daha dikkatli ol
have a care
dikkatli
particular
dikkatli
studious
dikkatli
wary
dikkatli
intense
dikkatli
careful, cautious, chary, attentive, alert, scrupulous, circumspect, assiduous, diligent, regardful, studious, close
dikkatli
attentive, careful, cautious
dikkatli
scrupulous
dikkatli
regardful
dikkatli
intent
dikkatli
gingerly
dikkatli
rigorous
dikkatli
circumspect
dikkatli
argus eyed
dikkatli
heedful
dikkatli
assiduous
dikkatli
mindful

I'm very mindful of that. - Onun hakkında çok dikkatliyim.

Béla takes his son to school every day, because he is a mindful father. - Béla oğlunu her gün okula götürür, çünkü o dikkatli bir baba.

dikkatli
sleepless
dikkatli bakmak
look carefully
dikkatli bulunmak
have care
dikkatli düşünmek
think carefully
dikkatli inceleme
scrutiny
dikkatli okumak
read carefully
dikkatli olma
vigilance
dikkatli olma
being careful
dikkatli olma
thoughtfulness
dikkatli olmak
to be careful; to watch out; to take care; to watch one's step
dikkatli olmak
take care
dikkatli olmak
be particular about
dikkatli olmak
take heed
dikkatli olmak
be careful!

You've got to be careful. - Dikkatli olmak zorundasın.

I've got to be careful. - Dikkatli olmak zorundayım.

dikkatli olmak
pay heed to
dikkatli olmak
give heed to
dikkatli olmak
reck
dikkatli olun kapılar kapanıyor
be careful the doors are closing
dikkatli sürücü
careful driver
dikkatli temizleme
(Çevre) deliberate decontamination
dikkatli tutun
handle with care
dikkatli ve kuralcı
prim and proper
sözcük seçiminde dikkatli
quibbling
sözcük seçiminde dikkatli kimse
quibbler
yolda dikkatli olma
road sense
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение -e dikkatli в Турецкий язык Турецкий язык словарь

dikkatli
Dikkat eden, özen gösteren (kimse)
dikkatli
Titiz, araştırıcı, sorgulayıcı: "Bir yabancının dikkatli bakışından ürkerek susacağından korkmuştu."- R. H. Karay
dikkatli
Titiz, araştırıcı, sorgulayıcı
-e dikkatli
Избранное