şirketleşmiş

listen to the pronunciation of şirketleşmiş
Турецкий язык - Английский Язык
(Ticaret) incorporated
(Ticaret) incorporate
şirket
(Hukuk) company

He began to work for that company last year. - O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.

Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access. - Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.

şirket
{i} firm

International Business Machines Corporation, based in Armonk, New York, is the world's largest computer firm. - Armonk, New York'ta bulunan IBM Şirketi dünyanın en büyük bilgisayar firmasıdır.

After fifteen years at a building firm, Bill Pearson was given the responsible position of area manager. - Bir inşaat şirketinde on beş yıldan sonra, Bill Pearson'a sorumlu bölge müdürü pozisyonu verildi.

şirket
(Ticaret) incorporation
şirket
Inc
şirket
(Ticaret) business

He took charge of the family business after his father died. - Babasının ölümünden sonra aile şirketinin sorumluğunu üstüne aldı.

Small businesses are often absorbed by a major company. - Küçük işletmeler genellikle büyük bir şirket tarafından sömürülürler.

şirket
company name
şirket
organization

The small company was taken over by a large organization. - Küçük şirket, büyük bir organizasyon tarafından devralındı.

şirket
corporate

The corporate headquarters is in Los Angeles. - Şirket merkezi Los Angeles'ta.

Corporate bankruptcies continued at a high level last month. - Şirket iflasları geçen ay yüksek bir düzeyde devam etti.

şirket
operator
şirket
business firm
şirket
concern
şirket
society
şirket
{i} house

This drink is on the house. - Bu içki şirkettendir.

We hired a company to get rid of the insects under our house. - Evimizin altındaki böceklerden kurtulmak için bir şirket kiraladık.

şirket
law partnership, joint ownership
şirket
company, firm, corporation; partnership ortaklık
şirket
enterprise
şirket
corporation

Other factors of importance, which make litigation of large corporations more difficult, are the size and complexity of their activities. - Büyük şirketleri dava etmeyi zorlaştıran diğer önemli etkenler de faaliyetlerinin boyutları ve karmaşıklığıdır.

The multinational corporation lowered the price of several products. - Çok uluslu ticaret şirketleri çok sayıda ürünün fiyatını düşürdü.

şirket
com. company, firm; corporation
şirket
establishment

This establishment attracts a clientele of both tourists and businessmen. - Bu şirket hem turistlerden hem de iş adamlarından müşteri çekiyor.

şirket
partner

I bought out my partner and now the company is mine. - Ortağımın yasal haklarını satın aldım ve artık şirket benim.

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение şirketleşmiş в Турецкий язык Турецкий язык словарь

ŞİRKET
(Osmanlı Dönemi) Ortaklık, iş ortaklığı
ŞİRKET
(Osmanlı Dönemi) Huk: İki veya daha fazla şahsın emek ve malları ile müştereken, iktisadî bir gayeye erişmek için bir akidle birleşmeleri. Bak: Cem'iyyet
şirket
Ortaklık: "İtalya'da büyük bir şirketin acentasıyım ben..."- R. Enis
şirket
Ortaklık
şirketleşmiş
Избранное