Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
- Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
He began to work for that company last year.
- O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.
She is closely associated with the firm.
- Şirket ile yakından ilişkilidir.
There's a rumor in the air that the firm is going into bankruptcy.
- Şirketin iflas edeceği hakkında dolaşan bir söylenti var.
He took charge of the family business after his father died.
- Babasının ölümünden sonra aile şirketinin sorumluğunu üstüne aldı.
Small businesses are often absorbed by a major company.
- Küçük işletmeler genellikle büyük bir şirket tarafından sömürülürler.
The small company was taken over by a large organization.
- Küçük şirket, büyük bir organizasyon tarafından devralındı.
Corporate earnings in the first quarter improved sharply.
- Şirket kazançları ilk çeyrekte keskin şekilde gelişti.
The corporate headquarters is in Los Angeles.
- Şirket merkezi Los Angeles'ta.
We hired a company to get rid of the insects under our house.
- Evimizin altındaki böceklerden kurtulmak için bir şirket kiraladık.
This drink is on the house.
- Bu içki şirkettendir.
The bureaucrats maintain solid ties with the gigantic corporations.
- Bürokratlar dev şirketler ile sağlam bağları sürdürürler.
Other factors of importance, which make litigation of large corporations more difficult, are the size and complexity of their activities.
- Büyük şirketleri dava etmeyi zorlaştıran diğer önemli etkenler de faaliyetlerinin boyutları ve karmaşıklığıdır.
This establishment attracts a clientele of both tourists and businessmen.
- Bu şirket hem turistlerden hem de iş adamlarından müşteri çekiyor.
I bought out my partner and now the company is mine.
- Ortağımın yasal haklarını satın aldım ve artık şirket benim.