You must live in the present, not in the past.
- Geçmişte değil, şimdiki zamanda yaşamalısın.
There is no heaven or hell. We can only live in the present.
- Cennet ya da cehennem yoktur. Biz sadece şimdiki zamanda yaşayabiliriz.
This sentence is in the present tense.
- Bu cümle şimdiki zamandadır.