Shall we start the meeting now?
- Toplantıyı şimdi başlatalım mı?
I'm at the airport now.
- Şimdi havaalanındayım.
He came home just now. Didn't you know that?
- O şimdi eve geldi. Bunu bilmiyor muydunuz?
The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath.
- Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı.
As yet, everything has been going well.
- Şimdilik her şey yolunda gidiyor.
I've just arrived. I haven't even emptied my suitcases yet.
- Şimdi vardım. Valizimi bile henüz boşaltmadım.
How many do you see now?
- Şimdi kaç tane görüyorsun?
At the beginning you had disliked the idea, but now you seem to be content.
- Başlangıçta bu fikirden hoşlanmamıştın ama şimdi memnun görünüyorsun.
I can't answer you here and now.
- Sana şimdi yanıt veremem.
I want you focus on the here and now.
- Burada ve şimdi odaklanmanı istiyorum.
Now that he's retired, Yves can look forward to a contented and placid life.
- O şimdi emekli, Yves memnun ve sakin bir yaşam için sabırsızlanabilir.
I see now that we've made a mistake.
- Bir hata yaptığımızı şimdi anlıyorum.
The boarders are now away on vacation.
- Yatılı öğrenciler şimdi uzakta tatilde.
Can you please go away now?
- Şimdi gider misiniz, lütfen?
Where do you live at the moment?
- Sen şimdi nerede oturuyorsun?
Where are you sitting at the moment?
- Sen şimdi nerede oturuyorsun?
My mother had none of the mod cons which are available to today's housewives.
- Annem, şimdiki ev hanımlarının kullandığı ev gereçlerinin hiçbirine sahip değildi.
But for the safety belt, I wouldn't be alive today.
- Emniyet kemeri olmasaydı şimdi hayatta olmazdım.
I can't think of his name just now.
- Ben şimdi onun adını hatırlayamıyorum.
I heard a shot just now.
- Ben şimdi bir silah sesi duydum.
In former days, men sold themselves to the Devil to acquire magical powers. Nowadays they acquire those powers from science, and find themselves compelled to become devils.
- Geçmişte insanlar sihirli güçler kazanmak için kendilerini şeytana satarlardı. Şimdilerde bu güçleri bilimden kazanıyorlar ve kendilerini şeytanlaşmak zorunda buluyorlar.
Nowadays, almost every home has one or two televisions.
- Şimdilerde neredeyse her evde bir ya da iki televizyon var.
We're getting out of here in a moment.
- Hemen şimdi buradan çıkıyoruz.
Please come right now.
- Lütfen hemen şimdi gel.
I need to speak with Tom right now.
- Tom'la hemen şimdi konuşmam lâzım.
Yes, but she left just now.
- Evet, ama o hemen şimdi gitti.
I'm coming to you just now.
- Hemen şimdi sana geliyorum.