She is writing a letter now.
- O şimdi bir mektup yazıyor.
Shall we start the meeting now?
- Toplantıyı şimdi başlatalım mı?
For you to come out and say that kind of thing now would just be pouring oil on the fire.
- Şimdi dışarıya gelmen ve o tür bir şey söylemen yangına körükle gitmek olur.
I heard a shot just now.
- Ben şimdi bir silah sesi duydum.
I've just arrived. I haven't even emptied my suitcases yet.
- Şimdi vardım. Valizimi bile henüz boşaltmadım.
As yet, everything has been going well.
- Şimdilik her şey yolunda gidiyor.
Can you see where Tom is now?
- Şimdi Tom'un nerede olduğunu görebiliyor musun?
I have to go now. Did you see where I put my things?
- Şimdi gitmek zorundayım. Eşyalarımı nereye koyduğumu gördün mü?
I want you focus on the here and now.
- Burada ve şimdi odaklanmanı istiyorum.
I can't answer you here and now.
- Sana şimdi yanıt veremem.
Now that he's retired, Yves can look forward to a contented and placid life.
- O şimdi emekli, Yves memnun ve sakin bir yaşam için sabırsızlanabilir.
I see now that I was mistaken.
- Hatalı olduğumu şimdi anlıyorum.
The boarders are now away on vacation.
- Yatılı öğrenciler şimdi uzakta tatilde.
We have to do this right away.
- Bunu şimdi yapmak zorundayız.
Where do you live at the moment?
- Sen şimdi nerede oturuyorsun?
Where are you sitting at the moment?
- Sen şimdi nerede oturuyorsun?
I'm now watching Russia Today.
- Ben şimdi Russia Todayi izliyorum.
My mother had none of the mod cons which are available to today's housewives.
- Annem, şimdiki ev hanımlarının kullandığı ev gereçlerinin hiçbirine sahip değildi.
I can't think of his name just now.
- Ben şimdi onun adını hatırlayamıyorum.
We're very busy just now.
- Biz şimdi çok meşgulüz.
In former days, men sold themselves to the Devil to acquire magical powers. Nowadays they acquire those powers from science, and find themselves compelled to become devils.
- Geçmişte insanlar sihirli güçler kazanmak için kendilerini şeytana satarlardı. Şimdilerde bu güçleri bilimden kazanıyorlar ve kendilerini şeytanlaşmak zorunda buluyorlar.
That's not surprising nowadays.
- Şimdi bu sürpriz değil.
We're getting out of here in a moment.
- Hemen şimdi buradan çıkıyoruz.
I need to speak with Tom right now.
- Tom'la hemen şimdi konuşmam lâzım.
Please come right now.
- Lütfen hemen şimdi gel.
I'm coming to you just now.
- Hemen şimdi sana geliyorum.
Dad just now went out.
- Babam hemen şimdi dışarı çıktı.