Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

şefkat

listen to the pronunciation of şefkat
Турецкий язык - Английский Язык
compassion

Your compassion never ceases to amaze me. - Sizin şefkatiniz beni hep şaşırtıyor.

Every sentient creature deserves compassion. - Her duyarlı yaratık şefkati hak ediyor.

compassion

Your compassion never ceases to amaze me. - Sizin şefkatiniz beni şaşırtmaktan asla vazgeçmiyor.

Where is your compassion? - Senin şefkatin nerede?

affection

Every mother has affection for her child. - Her annenin çocuğuna şefkati vardır.

I need a little affection. - Biraz şefkate ihtiyacım var.

tenderness

A wave of tenderness swept over her. - Bir şefkat dalgası onu sardı.

I looked at her and saw tenderness in her eyes. - Ona baktım ve onun gözlerindeki şefkati gördüm.

loving kindness
kindliness
fondness
kindness
compassion, affection, kindness, tenderness, tenderheartedness sevecenlik
humaneness
feeling
kindness and compassion, tenderheartedness, tenderness
clemency
gentle

Tom is a loving and caring gentleman. - Tom sevgi dolu ve şefkatli bir beyefendi.

kindness
sympathy
benignity
affection

He's a very affectionate father. - O çok şefkatli bir baba.

Every mother has affection for her child. - Her annenin çocuğuna şefkati vardır.

gentleness
charitableness
tenderness

I looked at her and saw tenderness in her eyes. - Ona baktım ve onun gözlerindeki şefkati gördüm.

A wave of tenderness swept over her. - Bir şefkat dalgası onu sardı.

humaneness
loving-kindness
tenderheartedness
ruth
lenity
şefkat göstermek
(Hukuk) show clemency
şefkât göstermek
look compassion
şefkât göstermek
cherish
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) Başkasının kederiyle alâkalanmak, acıyarak sevmek. Yardıma, sevgiye muhtaç olanlara karşılıksız olarak merhamet ve sevgiyle yardıma koşmak. Karşılıksız, sâfi, ivazsız sevgi beslemek.Şefkat pek geniştir. Bir zat, şefkat ettiği evlâdı münâsebetiyle bütün yavrulara, hattâ ziruhlara şefkatini ihâta eder ve Rahim isminin ihâtasına bir nevi âyinedarlık gösterir. Halbuki aşk, mahbubuna hasr-ı nazar edip, herşey'i mahbubuna feda eder; yahut mahbubunu i'lâ ve sena etmek için, başkalarını tenzil ve mânen zemmeder v
Acıyarak ve koruyarak sevme, sevecenlik
(Osmanlı Dönemi) karşılıksız sâfı sevgi besleme başkasının kederiyle alâkalanma, acıyarak merhamet etme
Acıyarak ve koruyarak sevme, sevecenlik: "Devleti adaletle, şefkatle, mürüvvetle idare ederdi."- Ö. Seyfettin
(Osmanlı Dönemi) EŞHA
(Osmanlı Dönemi) HAYTA
RAHM Ü ŞEFKAT
(Osmanlı Dönemi) Merhamet ve şefkat etmek
şefkat
Избранное