He is the chief of my department.
- Benim bölüm şefimdir.
The section chief accepted the proposal.
- Bölüm şefi öneriyi kabul etti.
Hey, chief.
He was promoted to section chief.
- O, bölüm şefliğine atandı.
The section chief accepted the proposal.
- Bölüm şefi öneriyi kabul etti.
He has good credentials as a conductor.
- Bir koro şefi olarak iyi referansları vardı.
The conductor appeared on the stage.
- Koro şefi sahneye çıktı.
What do you want? asked the Indian chief. We want all the land from the North Pole to the South Pole, said the English general.
- Ne istiyorsun? diye sordu yerli şef. İngiliz general Kuzey Kutbundan Güney Kutbuna kadar olan tüm araziyi istiyoruz dedi.
The conductor appeared on the stage.
- Koro şefi sahneye çıktı.
He has good credentials as a conductor.
- Bir koro şefi olarak iyi referansları vardı.
Tom is the drum major.
- Tom askeri bando şefi.
The famous conductor lives in New York.
- Ünlü orkestra şefi New York'ta yaşıyor.
This famous conductor lives in New York.
- Bu ünlü orkestra şefi New York'ta yaşıyor.
Mr. Jackson is our principal.
- Bay Jackson bizim şefimiz.
This Japanese chef only uses traditional Japanese knives.
- Bu Japon şefi sadece geleneksel Japon bıçakları kullanır.
It takes sushi chefs two years just to learn how to prepare rice.
- Sadece pilav hazırlamayı öğrenmek suşi şeflerinin iki yılını alır.
Tom is the head chef at a restaurant in Boston.
- Tom Boston'daki bir restoranda baş şeftir.