He is the chief of my department.
- Benim bölüm şefimdir.
He has been the chief of his tribe for 35 years.
- O otuz beş yıldır kabilesinin şefidir.
Hey, chief.
At long last, the two chiefs of the Indian tribes have decided to bury the hatchet and smoke the peace pipe.
- Nihayet, iki Kızılderili kabilenin şefleri savaş baltalarını gömmeye karar verdiler ve barış çubuğu tüttürdüler.
He has been the chief of his tribe for 35 years.
- O otuz beş yıldır kabilesinin şefidir.
Tom is a world-famous conductor.
- Tom dünyaca ünlü bir koro şefidir.
He has good credentials as a conductor.
- Bir koro şefi olarak iyi referansları vardı.
What do you want? asked the Indian chief. We want all the land from the North Pole to the South Pole, said the English general.
- Ne istiyorsun? diye sordu yerli şef. İngiliz general Kuzey Kutbundan Güney Kutbuna kadar olan tüm araziyi istiyoruz dedi.
A conductor directs an orchestra.
- Bir orkestra şefi bir orkestrayı yönetir.
The conductor appeared on the stage.
- Koro şefi sahneye çıktı.
Tom is the drum major.
- Tom askeri bando şefi.
A conductor directs an orchestra.
- Bir orkestra şefi bir orkestrayı yönetir.
The famous conductor lives in New York.
- Ünlü orkestra şefi New York'ta yaşıyor.
Mr. Jackson is our principal.
- Bay Jackson bizim şefimiz.
Who's your favorite TV chef?
- En sevdiğiniz tv şefi kimdir?
This Japanese chef only uses traditional Japanese knives.
- Bu Japon şefi sadece geleneksel Japon bıçakları kullanır.
Tom is the head chef at a restaurant in Boston.
- Tom Boston'daki bir restoranda baş şeftir.