He is one of the most famous singers in Japan.
- Japonya'daki en ünlü şarkıcılardan biridir.
Tom and Mary were my backup singers back when I used to perform.
- Eskiden konser verdiğimde Tom ve Mary arkada benim yedek şarkıcılarımdı.
We all felt embarrassed to sing a song in public.
- Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.
I didn't know this song.
- Bu şarkıyı bilmiyordum.
The singer is famous not only in Japan but also in Europe.
- Şarkıcı sadece Japonya'da değil, aynı zamanda Avrupa'da da ünlü.
It is a pity that the singer died so young.
- Çok yazık, şarkıcı çok genç yaşta öldü.
I always wanted to be a professional singer.
- Şarkıcılığı hep meslek olarak yapmak istemişimdir.
Tom didn't decide to become a professional singer until he was thirty.
- Tom otuzuna kadar profesyonel bir şarkıcı olmaya karar vermedi.
The world's greatest singers and most of its famous musicians have been fat or at least decidedly plump.
- Dünyanın en büyük şarkıcıları ve ünlü müzisyenlerinin çoğu şişmandır ya da en azından bariz şekilde tombuldur.