şakayla

listen to the pronunciation of şakayla
Турецкий язык - Английский Язык
jokingly

Tom said jokingly that he was not very rich. - Tom şakayla çok zengin olmadığını söyledi.

A narrow piece of scenery used to join together two flats or wings of an interior setting
A plane for smoothing the surfaces of pieces which are to be accurately joi
A projecting or retreating part in something; any irregularity of line or surface, as in a wall
in jest; "I asked him jokingly whether he thought he could drive the Calcutta-Peshawar express" To fit as if by joints; to coalesce as joints do; as, the stones joint, neatly
To fit as if by joints; to coalesce as joints do; as, the stones joint, neatly
in jest; "I asked him jokingly whether he thought he could drive the Calcutta-Peshawar express"
kiddingly, teasingly, in jest
not seriously; "I meant it facetiously"
In a joking way; sportively
Having joints; articulated; full of nodes; knotty; as, a jointed doll; jointed structure
One who, or that which, joints
A place of low resort, as for smoking opium
in a joking manner
If you say or do something jokingly, you say or do it with the intention of amusing someone, rather than with any serious meaning or intention. Sarah jokingly called her `my monster'
şaka
joke

Hey, it's about time you quit it with the panty jokes. You'll put off the readers, you creeper! - Hey, külotlu şakalardan vazgeçmenin zamanı geldi.Okuyucuları soğutacaksın,seni sürüngen.

I said so by way of a joke. - Şaka ile öyle söyledim.

şakayla karışık laf çaktıran
pawky
şaka
banter

The conversation started with friendly banter but ended in bruises. - Konuşma dostça şakayla başladı fakat morluklarla sona erdi.

Lucy was bantered by her grandparents. - Lucy'ye büyük ebeveynleri tarafından şaka yapıldı.

şaka
fun

Don't do such a thing in fun. - Şakadan böyle bir şey yapmayın.

Tom didn't think Mary's joke was funny at all. - Tom Mary'nin şakasının komik olduğunu hiç düşünmüyordu.

şaka
waggery
şaka
prank

Mr. Suzuki is angry about Tom's prank. - Bay Suziki Tom'un şakası hakkında kızgın.

Traditionally on April 1st, people pull pranks on each other. - Geleneksel olarak bir nisanda insanlar birbirlerine şakalar yaparlar.

şaka
{i} game
şaka
wheeze
şaka
witticism
şaka
{i} play

They were so playful. - Onlar çok şakacıydılar.

Tom playfully punched Mary's arm. - Tom şakayla Mary'nin kolunu yumrukladı.

şaka
Josh
şaka
humor
şaka
lark
şaka
chaff
şaka
(deyim) fun and games
şaka
trick
şaka
sport
şaka
jest

Life is a jest, and all things show it, I thought so once, and now I know it. - Bir zamanlar hayatın bir şaka olduğunu, her şeyin de bunu gösterdiğini düşünürdüm. Artık biliyorum.

The squirrel that you kill in jest, dies in earnest. - Şakacıktan öldürdüğün sincap ciddi olarak ölür.

şaka
wisecrack
şaka
monkeyshines
şaka
booby trap
şaka
badinage
şaka
funnies

That is the funniest joke that I have ever heard. - Bu şimdiye kadar duyduğum en komik şaka.

şaka
raillery
şaka
crack

I didn't crack any jokes. - Ben hiç şaka yapmadım.

şaka
{i} quip
şaka
skit
şaka
jape
şaka
gag
şaka
pleasantry
şaka
quiz
Şaka
joking

I can't tell if Tom is joking or not. - Tom'un şaka yapıp yapmadığını söyleyemem.

Tom said jokingly that he was not very rich. - Tom şakayla çok zengin olmadığını söyledi.

şaka
hell
şaka
drollery
şaka
kidding

You're kidding, aren't you? - Şaka yapıyorsun, değil mi?

You've got to be kidding. - Şaka yapıyor olmalısın.

şaka
humour [Brit.]
şaka
waggishness
şaka
joke, jest, fun
şaka
rib
şaka
{i} humour
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение şakayla в Турецкий язык Турецкий язык словарь

ŞAKA
(Osmanlı Dönemi) Meşakkatli ve güç
ŞAKA
(Osmanlı Dönemi) Musibet ânında yakasını ve yüzünü yırtan kadın
Şaka
(Hukuk) LATİFE
şaka
Güldürmek, eğlendirmek amacıyla karşısındakini kırmadan yapılan hareket veya söylenen söz, latife: "İmamın şakasına ben de şaka ile mukabele ettim."- R. N. Güntekin
şaka
Latife
şaka
Güldürmek, eğlendirmek amacıyla karşısındakini kırmadan yapılan hareket veya söylenen söz, lâtife
şaka
horata
şaka
bizle
şakayla
Избранное