I'm not good at making jokes.
- Şaka yapmakta iyi değilim.
Tom laughed before he realized Mary wasn't joking.
- Tom Mary'nin şaka yapmadığını fark etmeden önce güldü.
This is no time for joking.
- Şaka yapma zamanı değil.
You've got to be joking.
- Şaka yapıyor olmalısın.
Don't take me seriously. I'm only joking.
- Beni ciddiye almayın. Ben sadece şaka yapıyorum.
Tom told Mary a racist joke.
- Tom Mary'ye bir ırkçı şaka yaptı.
He made a joke about it.
- O, o konuda bir şaka yaptı.