Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

şafaksız

listen to the pronunciation of şafaksız
Турецкий язык - Английский Язык
dawnless
şafak
{i} dawn

The enemy attack ended at dawn. - Düşman saldırısı şafakta sona erdi.

Tom worked from dawn to dusk. - Tom şafaktan alacakaranlığa kadar çalıştı.

şafak
(Askeri) dusk

Tom worked from dawn to dusk. - Tom şafaktan alacakaranlığa kadar çalıştı.

Roger works from dawn to dusk. - Roger şafaktan alacakaranlığa kadar çalışır.

şafak
twilight
şafak
sunset glow
şafak
(Askeri) evening twilight
şafak
aurora
şafak
daybreak

The whistle of the steam train woke us at daybreak. - Buharlı trenin düdüğü bizi şafakta uyandırdı.

At daybreak it was still raining. - Şafakta hâlâ yağmur yağıyordu.

şafak
cockcrow
Şafak
(Mitoloji) Eos
şafak
dawn, daybreak, cockcrow
şafak
sunglow
şafak
daylight
şafak
first light
şafak
break of day
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение şafaksız в Турецкий язык Турецкий язык словарь

ŞAFAK
(Osmanlı Dönemi) Nahiye. Cânib
ŞAFAK
(Osmanlı Dönemi) Harf
ŞAFAK
(Osmanlı Dönemi) Tan zamanı. Güneş doğmağa yakın zaman veya güneş battıktan sonraki alaca karanlık. Gündüz
ŞAFAK
(Osmanlı Dönemi) Nasihat eden kimsenin "Nasihatım te'sir etsin, sözüm tutulsun" diye ıslah için gayret göstermesi
ŞAFAK
(Osmanlı Dönemi) Merhamet
Şafak
(Osmanlı Dönemi) ATIS
şafak
Güneş doğmadan az önce beliren aydınlık: "Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak."- M. A. Ersoy
şafak
Güneş doğmadan az önce beliren aydınlık
şafak
tan
şafaksız
Избранное