It's amazingly simple.
- Bu şaşılacak derecede basit.
The townspeople were astonishingly naive about what the smugglers were.
- Kasaba halkı kaçakçıların ne olduğunu hakkında şaşılacak derecede toydu.
We're doing phenomenally well.
- Şaşılacak biçimde iyi yapıyoruz.
It's a wonder they're still awake.
- Onların hâlâ uyanık olması şaşılacak şey.
The townspeople were astonishingly naive about what the smugglers were.
- Kasaba halkı kaçakçıların ne olduğunu hakkında şaşılacak derecede toydu.
His memory baffles me.
- Onun belleği beni şaşırtıyor.
Tom's parents were baffled.
- Tom'un ebeveynleri şaşırmıştı.