Dear, don't worry. When you get back everything'll be done—the dishes, the ironing, everything... You won't have to do anything other than take a nice bath and slip yourself under the covers.
- Sevgilim, endişe etme. Döndüğünde her şey hazır olacak - Bulaşıklar, ütüleme, her şey... Güzel bir banyo yapmaktan ve kendini kurulamaktan başka bir şey yapmak zorunda kalmayacaksın.
When she was finished ironing, Mary switched off the iron and unplugged it, then left it alone for a while to let it cool.
- Mary ütülemeyi bitirdikten sonra ütüyü kapattı ve fişini çekti sonra soğuması için kendi haline bıraktı.
I have to iron this dress before putting it on.
- Bunu üzerine takmadan önce bu elbiseyi ütülemek zorundayım.
Their job is to iron clothes.
- Onların işi giysileri ütülemek.
I ironed my handkerchiefs.
- Mendillerimi ütüledim.
She ironed his shirts.
- O onun gömleklerini ütüledi.
This cloth irons well.
- Bu kumaş iyi ütülenir.
The shirt needs ironing.
- Gömleğin ütülenmesi gerekiyor.