üstesinden gelme

listen to the pronunciation of üstesinden gelme
Турецкий язык - Английский Язык
accomplishment
overcoming

Daily exercise is effective in overcoming obesity. - Günlük egzersiz, obezitenin üstesinden gelmek için etkilidir.

As a citizen of the world, I know ways of overcoming cultural barriers. - Dünya vatandaşı olarak, kültürel engellerin üstesinden gelmenin yollarını biliyorum.

conquest
obviation
üstesinden gelmek
(Hukuk) overcome

He had to overcome a lot of obstacles. - O, bir sürü engelin üstesinden gelmek zorundaydı.

You have to overcome the difficulties. - Zorlukların üstesinden gelmek zorundasın.

üstesinden gelmek
handle

It's hard for me to handle so much pressure. - Bu kadar çok baskının üstesinden gelmek benim için zordur.

How do you want to handle it? - Nasıl onun üstesinden gelmek istiyorsun?

üstesinden gelmek
accomplish
üstesinden gelmek
{f} cope

You have to cope with those difficult problems. - Bu zor sorunların üstesinden gelmek zorundasın.

üstesinden gelmek
get through
üstesinden gelmek
{f} fix
üstesinden gelmek
deal with

The situation was getting difficult to deal with. - Durumun üstesinden gelmek gittikçe zorlaşıyordu.

üstesinden gelmek
(deyim) make out
üstesinden gelmek
tackle with
üstesinden gelmek
get over
üstesinden gel
{f} tackle
üstesinden gel
overcome

We have managed to overcome the first obstacle. - İlk engelin üstesinden gelmeyi başardık.

The pioneers have overcome a series of obstacles. - Öncüler bir dizi engelin üstesinden geldiler.

üstesinden gel
overcame

Peter overcame a lot of difficulties before succeeding as a doctor. - Peter doktor olmayı başarmadan önce birçok zorluğun üstesinden geldi.

The pioneers overcame a set of obstacles. - Öncüleri bir takım engellerin üstesinden geldiler.

üstesinden gelmek
to cope with, deal with (something)
üstesinden gelmek
surmount
üstesinden gelmek
cope with

You have to cope with those difficult problems. - Bu zor sorunların üstesinden gelmek zorundasın.

üstesinden gelmek
fare
üstesinden gelmek
manage
üstesinden gelmek
go over big
üstesinden gelmek
(Dilbilim) carry through
üstesinden gelmek
(deyim) carry it off
üstesinden gelmek
get to grips
üstesinden gelmek
hold down
üstesinden gelmek
bring off
üstesinden gelmek
master
üstesinden gelmek
muddle through
üstesinden gelmek
(deyim) have the best of
üstesinden gelmek
(deyim) come up with
üstesinden gelmek
(Dilbilim) finish off
üstesinden gelmek
(Dilbilim) hash out
üstesinden gelmek
(deyim) gain the upper hand
üstesinden gelmek
get around
üstesinden gelmek
tackle
üstesinden gelmek
(Dilbilim) finish up
üstesinden gelmek
(deyim) get the upper hand
üstesinden gelmek
obviate
üstesinden gelmek
(deyim) rise to the occasion
üstesinden gelmek
(deyim) avail against
üstesinden gelmek
get the better of
üstesinden gelmek
come to grips with
üstesinden gelmek
get along
üstesinden gelmek
get to grips with
üstesinden gelmek
rise above
üstesinden gelmek
(Dilbilim) wrap up
üstesinden gelmek
(deyim) be at grips with
üstesinden gel
bring off
üstesinden gel
surmount
üstesinden gelmek
achieve
üstesinden gelmek
make it
üstesinden gelmek
arrive
üstesinden gelmek
conquer
üstesinden gel
bring#off
üstesinden gelmek
Cope with, overcome, manage, bring sth. off, conquer, surmount
üstesinden gelmek
get/gain the upper hand
üstesinden gelmek
tackling big challenge
üstesinden gelmek
to cope with, to overcome, to manage, to bring sth off, to conquer, to surmount
üstesinden gelmek
polish off
üstesinden gelmek
tide over
üstesinden gelmek
lick
üstesinden gelmek
dope out
üstesinden gelmek
come through
üstesinden gelmek
dope
üstesinden gelmek
hurdle
üstesinden gelmek
effectuate
üstesinden gelmek
overpass
üstesinden gelmek
dispense
üstesinden gelmek
drub
üstesinden gelmek
execute
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение üstesinden gelme в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Üstesinden gelmek
kotarmak
üstesinden gelme
Избранное