They can overcome their fear.
- Onlar korkularının üstesinden gelebilirler.
The pioneers have overcome a series of obstacles.
- Öncüler bir dizi engelin üstesinden geldiler.
Eventually, my curiosity overcame my fear.
- Sonunda merakım korkumun üstesinden geldi.
Peter overcame a lot of difficulties before succeeding as a doctor.
- Peter doktor olmayı başarmadan önce birçok zorluğun üstesinden geldi.