John spoke in such a loud voice that I could hear him upstairs.
- John o kadar yüksek sesle konuştu ki onu üst kattan duyabildim.
Mr Hopkins spoke in such a loud voice that I could hear him upstairs.
- Bay Hopkins öyle bir yüksek sesle konuştu ki onu üst kattan duyabiliyordum.
The bedrooms are upstairs.
- Yatak odaları üst kattadır.
She went upstairs to her bedroom.
- O üst kata yatak odasına gitti.
The nurse moved the patient to the top floor of the hospital.
- Hemşire hastayı hastanenin üst katına taşıdı.
There is a restaurant on the top floor.
- En üst katta bir restoran var.