An inferiority complex and a superiority complex often lead to the same behavior.
- Aşağılık kompleksi ve üstünlük kompleksi genellikle benzer davranışa yol açar.
Tom has a superiority complex.
- Tom'un bir üstünlük kompleksi var.
His paper is superior to mine.
- Onun raporu benimkine göre üstündür.
This carpet is superior to that one in quality.
- Bu halı kalite olarak ondan üstündür.
He believed in the supreme power of the law.
- Hukukun üstün gücüne inanıyordu.
The children started bouncing up and down on the couch.
- Çocuklar kanapenin üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
Is it snowing out there? Look, it's already starting to appear on the ground there!
- Orada kar mı yağıyor? Bak, zaten orada toprağın üstünde belirmeye başlıyor!
They tried very hard to gain an advantage over one another.
- Onlar birbirlerine karşı üstünlük sağlamak için çok uğraştılar.
This carpet is superior to that one in quality.
- Bu halı kalite olarak ondan üstündür.
His paper is superior to mine.
- Onun raporu benimkine göre üstündür.
This boat is made with high grade aluminum and high strength iron.
- Bu tekne üstün kaliteli alüminyum ve yüksek güçlü demir ile yapılır.
The exosphere is the highest layer of the atmosphere. It extends from the top of the thermosphere up to 10,000 kilometers.
- Egzosfer atmosferin en üst tabakasıdır. 10.000 kilometreye kadar termosferin üstünden uzanır.
The woman is atop the table.
- Kadın masanın üstündedir.
We saw the sun rise above the horizon.
- Biz ufkun üstünde güneşin doğuşunu gördük.
Health is above wealth, for this does not give us so much happiness as that.
- Sağlık zenginliğin üstündedir, zira zenginlik bize sağlık kadar çok mutluluk vermiyor.
Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water.
- Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.
Tom felt like he was in over his head.
- Tom başının üstünde gibi hissetti.
Are you going to give me a glib answer, or are you going to think before you reply?
- Bana üstünkörü bir cevap mı vereceksin yoksa cevap vermeden düşünecek misin?