üslü

listen to the pronunciation of üslü
Турецкий язык - Английский Язык
(İnşaat) exponential
In modern English, used to describe a large quantity of an object or objects
Any function that has an exponent as an independent variable
rapidly
A radio function that allows the user to adjust the sensitivity of the control towards the center position, changing the servo response from linear to fully exponential This allows for a “smaller” response around the center-stick position making unintentional slight stick movements (especially with respect to adjacent controls) less influential while maintaining precise control with greater stick movement
Relating to an exponent
Exponential means growing or increasing very rapidly. The policy tried to check the exponential growth of public expenditure. + exponentially ex·po·nen·tial·ly The quantity of chemical pollutants has increased exponentially
Expressed in terms of a power or e
matrix: See ON Chpt 10, Str2 S6 3
A function or characteristic that varies as ec In a typical exponential control characteristic, a change of one volt in the control voltage doubles some parameter such as frequency
A feature of some Tx models that allows a person to program in different control sensitivities depending on the position of the stick Usually, this means the further the stick movement, the faster the controls This allows the middle area of the controls to be less sensitive, but also allows full servo travel on the outer limits of the controls
We say that a function, f, is exponential, if it has as its "core" a function of the form ax; that is, the independent variable is in the exponent
Pertaining to exponents; involving variable exponents; as, an exponential expression; exponential calculus; an exponential function
a function in which an independent variable appears as an exponent
of or involving exponents; "exponential growth"
{s} pertaining to an exponent (Algebra)
a function in which an independent variable appears as an exponent of or involving exponents; "exponential growth
GROWTH: Growth that proceeds in a manner characterized by periodic doublings
A function where the independent variable appears as an exponent is called an exponential function Examples include ex, 10x
üs
base

In the Cold War era, Soviet naval and air bases existed in Cuba and Vietnam. - Soğuk Savaş döneminde Küba ve Vietnam'da Sovyet deniz ve hava deniz üsleri vardı.

Make no mistake: we do not want to keep our troops in Afghanistan. We seek no military bases there. - Yanlış yapmak yok: Biz birliklerimizi Afganistan'da tutmak istemiyoruz. Biz orada askeri üs aramıyoruz.

üs
{i} installation
üs
home base
üs
(İnşaat) superscript
üs
exponent

The greatest shortcoming of the human race is our inability to understand the exponential function. - İnsan ırkının en büyük eksikliği üstel işlevi anlamak için bizim yetersizliğimizdir.

The exponential function has a horizontal asymptote. - Üstel fonksiyonun yatay asimptotu vardır.

üs
(Askeriye) base; military installation
üs
installment
üs
power

He swept to power in 1929. - 1929'da ezici bir üstünlükle iktidara geldi.

He believed in the supreme power of the law. - Hukukun üstün gücüne inanıyordu.

üs
basis
üs
(Matematik) exponent
üs
instalment
üs
station

Wherever you go, you see a lot of bicycles left on sidewalks near stations. - Nereye giderseniz gidin, istasyonların yanında kaldırımlar üstünde bırakılmış çok sayıda bisiklet görürsünüz.

üs
top
üs
fare
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение üslü в Турецкий язык Турецкий язык словарь

ÜS
(Hukuk) Silahlı kuvvetlerin faliyetleri bakımından genellikle başka ülkelerde bulunan ikmal yerleri
üs
Aritmetikte bir kuvvetin derecesini veren sayı
üs
Bir kuvvete yükseltilmiş bir sayının üzerine yazılan ve kaçıncı kuvvete yükseltildiğini gösteren sayı
üs
Merkez
üs
Harekâtın yürütülebilmesi için gerekli birliklerin, her türlü gereçlerin tamamlandığı, teçhizatın toplandığı, dağıtıldığı bölge: "Mühimmat depolarının ve üslerin arasında, herkesin istifadesine ve zevkine açıktır."- F. R. Atay
üs
Kök, asıl, temel, esas
üs
Kök, asıl, cevher
üs
Bazı görevleri yürütebilmek amacıyla kurulan, özel yapıları, donatımları, işlikleri, onarım yerleri, servis alanları olan, sürekli veya geçici olarak konaklanılan yer: "Memleket sağlam bir hareket üssü hâlinde kalmalıdır."- F. R. Atay
üs
Harekat merkezi
üs
Harekâtın yürütülebilmesi için gerekli birliklerin, her türlü gereçlerin tamamlandığı, teçhizatın toplandığı, dağıtıldığı bölge
üslü
Избранное