She seems timid, but she's actually a strong-willed person.
- O ürkek görünüyor, ama o aslında iradeli bir kişidir.
The timid man trembled with fear.
- Ürkek adam korkuyla titredi.
Tom's nervousness was noticeable.
- Tom'un ürkekliği fark edilebiliyordu.
Tom was really shy and nervous.
- Tom gerçekten utangaç ve ürkekti.
Tom seems a little jumpy, doesn't he?
- Tom biraz ürkek görünüyor, değil mi?
I don't know why you're all so jumpy.
- Neden hepinizin bu kadar ürkek olduğunu bilmiyorum.
Tom was really shy and nervous.
- Tom gerçekten utangaç ve ürkekti.
This squirrel is not shy.
- Bu sincap ürkek değil.
I haven't seen this spooky enemy before!
- Daha önce bu kadar ürkek düşman görmedim!