Nuclear power is used to generate electricity.
- Nükleer enerji elektrik üretmek için kullanılır.
We have to generate new revenue.
- Yeni gelir üretmek zorundayız.
As a general rule, it's simple to criticize, but difficult to produce alternative suggestions.
- Genel bir kural olarak, eleştirmek kolaydır ama alternatif öneri üretmek zordur.
You should try to produce grammatical sentences.
- Dil bilgisi açısından doğru olan cümle üretmek için çalışman gerekir.
Is it possible to reproduce 70 copies of your report which appeared in the November issue of The Network and distribute them to our agents?
- The Network'ün kasım meselesinde görünen raporunun 70 kopyasını üretmek ve onları ajanlarımıza dağıtmak mümkün mü?
As a general rule, it's simple to criticize, but difficult to produce alternative suggestions.
- Genel bir kural olarak, eleştirmek kolaydır ama alternatif öneri üretmek zordur.
To produce a good book, the eraser is often more important than the pencil.
- İyi bir kitap üretmek için, silgi kalemden genellikle daha önemlidir.
You will have to incubate the eggs artificially.
- Yumurtaları yapay olarak üretmek zorunda olacaksın.
This factory manufactures automobile parts.
- Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
This company manufactures computer chips.
- Bu şirket bilgisayar çipleri üretmektedir.
He went to America for the purpose of learning a new method of producing crops.
- Mahsulleri üretmek için yeni bir yöntem öğrenmek amacıyla Amerika'ya gitti.
Man is the only creature that consumes without producing. He does not give milk, he does not lay eggs, he is too weak to pull the plough, he cannot run fast enough to catch rabbits.
- İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurtlamaz, pulluğu çekmek için çok zayıf, tavşanları yakalamak için yeterince hızlı koşamaz.
We have to generate new revenue.
- Yeni gelir üretmek zorundayız.
Nuclear power is used to generate electricity.
- Nükleer enerji elektrik üretmek için kullanılır.
To the best of my knowledge, this chemical will prevent germs from breeding.
- Bildiğim kadarıyla, bu kimyasal mikropların üremesini engelleyecek.
This chemical will prevent germs from breeding.
- Bu kimyasal mikropların üremesini engeller.
The manufacturing process has been streamlined.
- Üretim süreci geliştirildi.
They are manufacturing TV sets in this factory.
- Onlar bu fabrikada TV setleri üretiyorlar.