üretken

listen to the pronunciation of üretken
Турецкий язык - Английский Язык
productive

The author is seventy but he's no less productive than he was twenty years ago. - Yazar yetmiş yaşında ama o yirmi yıl önce olduğundan daha az üretken değil.

Flexible work hours make employees more productive. - Esnek çalışma saatleri, çalışanları üretkenleştirir.

prolific

Dickens was a very prolific writer. - Dickens çok üretken bir yazardı.

Tom is a prolific reader. - Tom çok üretken bir okuyucudur.

reproductive
producing
copious
procreative
fertile
generative
active
originative
generic
generator
feracious
proliferous
fecund
üretken kimse
originator
üretken reaktör
breeder
süngerlerde cinsiyetsiz üretken kısım
gemmule
Турецкий язык - Турецкий язык
Üretme gücü olan, çok üreten
üretken
Избранное