ümitli

listen to the pronunciation of ümitli
Турецкий язык - Английский Язык
hopeful
hoping
expectant
sanguine
up
sanguineous
agog
propitious
ümit
expectation
Ümit
(isim) Hope

There is little, if any, hope that Tom will win the election. - Eğer varsa, Tom'un seçimi kazanmasına dair küçük bir ümit var.

Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again. - Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.

ümitli olma
hopefulness
ümit
trust
ümit
breathing
ümit
sight
ümit
line
ümit
expectancy
ümit
{i} prospect
ümit
esperance
ümit
hope; expectation
ümit
lookout
ümit
expectance
Турецкий язык - Турецкий язык
Verim beklenen: "O sene bu civarların en ümitli tarlaları nihayet bire dört verdi."- M. Ş. Esendal
Umutlu
Umutlu: "Silahsızdık, vasıtasızdık, tarafsızdık; fakat sırf ümitli idik."- R. E. Ünaydın
Verim beklenen
Ümit
(Osmanlı Dönemi) BEYÛS
ümit
Afrika'nın en güney ucundaki burun
ümit
Umma, beklenti, umut: "Büyük bir ümit, sevinç ve heyecan içinde şu mektubu yazdım."- A. Gündüz
ümit
Umma, beklenti, umut
ümit
(Osmanlı Dönemi) recâ
ümit
(Osmanlı Dönemi) ricâ
ümitli
Избранное