Paraguay is a country in South America.
- Paraguay, Güney Amerika'da bir ülkedir.
Pakistan is a Muslim country.
- Pakistan Müslüman bir ülkedir.
The nation's leaders had no choice.
- Ülkenin liderlerinin hiçbir seçeneğim yoktu.
America fancies itself the world's freest nation.
- Amerika, kendisinin dünyanın en özgür ülkesi olduğundan hoşlanıyor.
It's the second-coldest region in the country.
- Bu, ülkede ikinci en soğuk bölgedir.
There were storms in that region of the country.
- Ülkenin o bölgesinde fırtınalar vardı.
While the civil war went on, the country was in a state of anarchy.
- İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi.
The United States of America is a democratic country.
- Amerika Birleşik Devletleri demokratik bir ülkedir.
He left his hometown on a cold morning.
- Soğuk bir sabahta ülkesini terk etti.
Tell me what's happening back home.
- Bana ülkemde ne olduğunu söyle.
The travelers came from many lands.
- Birçok ülkeden gezgin geldi.
America is a land of immigrants.
- Amerika bir göçmenler ülkesidir.
The territory of the country Curacao consists of the islands Curacao and Little Curacao.
- Curaçao ülkesinin toprakları, Curaçao ve Little Curacao adalarından oluşur.
The king's realm was terrorized by a dragon.
- Kralın ülkesi bir ejderha tarafından terörize edildi.
It is rather ridiculous that, in some countries, a person cannot even release their own work into the public domain.
- Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır.
He says he is leaving the country for good.
- O, sürekli olarak ülkeyi terk edeceğini söylüyor.
The defeated army retreated from the country.
- Yenilmiş ordu ülkeden geri çekildi.
The pilgrims brought gifts from distant lands.
- Hacılar uzak ülkelerden hediyeler getirdiler.
In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend.
- Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir.
The goal of the center should be to train young people from other countries within a specific time period.
- Merkezin hedefi, diğer ülkelerden gelen gençleri belli bir zaman aralığında eğitmek olmalıdır.