The customer is responsible for bank transfer processing fees. We thank you for your understanding.
- Müşteri banka havalesi işlem ücretlerinden sorumludur. Anlayışınız için size teşekkür ederiz.
He depends on his parents for his university fees.
- O, üniversite ücretleri için ebeveynlerinin eline bakıyor.
The price includes the postage charge.
- Fiyata posta ücreti dahildir.
The food at this restaurant is not good, the prices expensive, and the service lousy. In short, don't go to this restaurant.
- Bu restorandaki yemek iyi değil, ücretler pahalı ve servis berbat. Kısaca bu restorana gitme.
You must pay the admission fee here.
- Buraya giriş ücreti ödemelisiniz.
The net-cafes here cater to students; fees start at around a pound an hour.
- Buradaki net-kafeler öğrencilere yiyecek ve içecek sağlamaktadır; ücretler yaklaşık saati bir pounddan başlamaktadır.
The leaders of the Union agitated for higher wages.
- Sendikanın liderleri, daha yüksek ücret için ortalığı karıştırıyorlardı.
The union won a 5% wage increase.
- Sendika, % 5 oranında ücret artışı kazandı.
Would you be willing to send me a sample free of charge?
- Bana ücretsiz bir numune gönderir misiniz?
Are the tip and service charge included?
- Bahşiş ve servis ücreti dahil mi?
How much does it cost to get in?
- İçeri girmenin ücreti ne kadar?
The biggest concern is cost.
- En büyük kaygı ücret.
How much is your hourly pay?
- Saatlik ücretin ne kadar?
Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
- Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
He promised to pay us high wages.
- Bize yüksek ücret ödemeye söz verdi.
The leaders of the Union agitated for higher wages.
- Sendikanın liderleri, daha yüksek ücret için ortalığı karıştırıyorlardı.
Is there a special rate for this tour?
- Bu tur için özel bir ücret var mı?
What's your hourly rate?
- Senin saat ücretin nedir?
The fee includes the payment for professional services needed to complete the survey.
- Araştırmayı tamamlamak için gereken mesleki hizmetler ücrete dahildir.
We've hired Tom to paint our garage.
- Garajımızı boyaması için Tom'u ücretle tuttuk.
It wasn't my idea to hire him.
- Onu ücretle çalıştırmak benim fikrim değildi.
The professor who invented it has the right to reasonable remuneration from the university.
- Onu icat eden profesör, üniversiteden makul bir ücret hakkına sahip
If necessary, I have no objection to paying a special fee.
- Eğer gerekliyse, özel bir ücret ödemeye hiçbir itirazım olmaz.
I have no objection to paying a special fee if it is necessary.
- Gerekirse özel bir ücret ödeme konusunda herhangi bir itirazım yok.
I'm not the only one who doesn't have enough money to pay the membership fee.
- Üyelik ücretini ödemek için yeterli paraya sahip olmayan tek kişi ben değilim.
A higher minimum wage can raise earnings and reduce poverty.
- Daha yüksek asgari ücret, kazançları yükseltip yoksulluğu azaltabilir.
What's the minimum salary in Australia?
- Avustralya'da asgari ücret nedir?
What's the minimum salary in the Czech Republic?
- Çek Cumhuriyetinde asgari ücret nedir?
A higher minimum wage can raise earnings and reduce poverty.
- Daha yüksek asgari ücret, kazançları yükseltip yoksulluğu azaltabilir.
Those who have not paid their dues are asked to see me at the end of class.
- Ücretlerini ödememiş olanların dersin sonunda beni görmeleri isteniyor.