Thomas neredeyse kaymıştı.
- Thomas almost slipped.
Birçok önemli gerçekleri gözden kaçırdık.
- We've overlooked many important facts.
O diğerlerinin gözden kaçırdığı bir şey gördü.
- He saw something the others had overlooked.
Mistakes like these are easily overlooked.
- Fehler dieser Art werden leicht übersehen.
We've overlooked many important facts.
- Wir haben viele wichtige Tatsachen übersehen.