Tom bought a bag of apples and he ate a third of them in one day.
- Tom bir çanta elma satın aldı ve bir günde bunların üçte birini yedi
This river is about one third as long as the Shinano.
- Bu nehir Shinano'nun yaklaşık üçte biri kadar uzun.
One third of children who die before the age of 5 die from malnutrition.
- 5 yaşından önce ölen çocukların üçte biri yetersiz beslenmeden ölüyor.
About one third of the earth's surface is land.
- Yaklaşık olarak dünya yüzeyinin üçte biri topraktır.