He won the third prize.
- O, üçüncülük ödülünü kazandı.
I rode the elevator to the third level.
- Asansörle üçüncü kata çıktım.
Many passengers suffered third degree burns.
- Birçok yolcu, üçüncü derece yanıklardan muzdaripti.
The suspect was given the third degree until he confessed his crime.
- Şüpheli suçunu itiraf edene kadar üçüncü dereceden suçlu sayıldı.
The Thirteenth Amendment freed all Negro slaves.
- On üçüncü yasa değişikliği tüm zenci köleleri serbest bıraktı.
Oh no, it's Friday the thirteenth!
- Oh hayır, on üçüncü cuma!