This is a very exclusive club.
- Bu çok özel bir kulüp.
The privilege is reserved exclusively for women.
- Ayrıcalık özel olarak kadın için ayrılmıştır.
Instead of giving Alex a nut each time he said something, she'd only give it when he specifically said nut.
- O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle ceviz dediğinde verecekti.
When I was little, my grandmother would put out a small bowl of milk specifically for hedgehogs.
- Ben küçükken, anneannem özellikle kirpi için küçük bir kase süt koyardı.
Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection.
- Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
Do you have any special reason why you want to go to America?
- Amerika'ya gitmek için özel bir nedenin var mı?
Tom has a personal bodyguard.
- Tom'un özel koruması var.
This is Tom Jackson, my personal assistant.
- Bu Tom Jackson, benim özel asistanım.
I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.
- Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian.
It is especially hot today.
- Hava bugün özellikle çok sıcak.
Why did you choose that particular subject?
- Bu özel konuyu neden seçtiniz?
I don't think Tom is particularly handsome.
- Tom'un özellikle yakışıklı olduğunu sanmıyorum.
The press is interested in his private life.
- Basın onun özel hayatıyla ilgileniyor.
Hackers find new ways of infiltrating private or public networks.
- Hackerlar, özel ya da kamuya açık ağlara gizlice girmek için yeni yollar arıyorlar.
Please respect my privacy.
- Lütfen özel yaşamıma saygı gösterin.
Tom is a very dedicated student.
- Tom çok özel bir öğrenci.
The dedicated bike zone is most often at the rear of the train.
- Özel bisiklet bölgesi çoğunlukla trenin arkasındadır.
It's a very large property.
- Bu çok büyük bir özellik.
You are trespassing on private property.
- Özel mülkiyete izinsiz giriyorsunuz.
The Japanese language has many distinctive characteristics.
- Japon dilinin birçok ayırt edici özellikleri var.
Japan has many distinctive traits.
- Japonya'nın pek çok ayırt edici özellikleri vardır.
Each language has its peculiarities.
- Her dilin özellikleri vardır.
You handled that particular situation very well.
- O özel durumun çok iyi şekilde üstesinden geldin.
She wants something very special for her birthday.
- Doğum günü için çok özel bir şey istiyor.
The private colleges and universities of the United States are autonomous.
- ABD'nin özel kolejleri ve üniversiteleri özerktir.
Generosity is an important trait in today's selfish society.
- Cömertlik bugünün bencil toplumunda önemli bir özelliktir.
We would like to eat. Could you serve us expressly? We need to be on our way before half past one.
- Yemek yemek istiyoruz. Özellikle bize hizmet eder misiniz? bir buçuktan önce yolda olmalıyız.
As my watch was slow, I missed the special express.
- Saatim geri kaldığı için özel ekspresi kaçırdım.