He is not such a fool but he can understand it.
- O, öyle bir aptal değil fakat onu anlayabilir.
He is not such a fool as to believe that story.
- Hikayeye inanacak kadar öylesine aptal değildir.
I know him well. Oh, do you?
- Onu iyi tanırım. Ah, öyle mi?
Is that so? Let's go there next then.
- Öyle mi? O zaman bir sonraki sefer oraya gidelim.
I really don't have much choice, do I?
- Çok fazla seçeneğim yok gerçekten, öyle mi?
Did you just really say that?
- Gerçekten tam olarak öyle mi söyledin?
Rain or shine, I will go.
- Öyle ya da böyle gideceğim.
Rain or shine, the postman delivers the mail.
- Öyle ya da böyle, postacı postayı dağıtır.