I could hear an owl hooting in the distance.
- Uzakta öten bir baykuş duyabiliyordum.
Fuck, I cannot sleep because those damned owls are hooting so loudly.
- Lanet, uyuyamıyorum çünkü o lanet baykuşlar çok yüksek sesle ötüyorlar.
Tom didn't hear the rooster crow.
- Horoz ötüşünü duymadım.
I heard a rooster crow and knew I'd soon have to get out of bed.
- Bir horozun öttüğünü duydum ve yakında yataktan çıkmak zorunda kalacağımı biliyordum.
We are cooing like pigeons.
- Güvercinler gibi ötüyoruz.
I can often hear pigeons cooing outside my bedroom window.
- Ben sık sık yatak odamın penceresinin dışında güvercinlerin öttüğünü duyabiliyorum.