Being happy doesn't mean that everything is perfect, but rather that you've decided to look beyond the imperfections.
- Mutlu olmak her şeyin mükemmel olduğu anlamına gelmez fakat aksine eksikliklerin ötesine bakmaya karar vermenizdir.
The questions involved go far beyond economics.
- Söz konusu sorular ekonominin çok ötesine geçiyor.
When I have finished writing the letter, I will take you to the lake about two miles beyond the hill.
- Ben mektubu yazmayı bitirdiğimde, seni yaklaşık olarak tepenin iki mil ötesindeki göle götüreceğim.
Some things in life are beyond our ability to control.
- Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.
Above and beyond this, he can read Hebrew.
- Bunun ötesinde İbranice okuyabilir.
We live about three miles above this bridge.
- Bu köprünün yaklaşık üç mil ötesinde yaşıyoruz.
The post office is just past the bank.
- Postane tam bankanın ötesinde.
They walked three miles farther.
- Onlar üç mil öteye yürüdü.
Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.
- Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı.
Sami was on the other side.
- Sami öteki taraftaydı.