Some things in life are beyond our ability to control.
- Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.
The patient was quite beyond help, so that the doctors could do no more.
- Hasta yardım almanın ötesindeydi, onun için doktorlar daha fazlasını yapamadı.
He is above doing such a thing.
- O öyle bir şey yapmanın ötesinde.
You must, above all, be faithful to your friends.
- Her şeyin ötesinde arkadaşlarına sadık olmalısın.
The post office is just past the bank.
- Postane tam bankanın ötesinde.
They walked three miles farther.
- Onlar üç mil öteye yürüdü.
Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.
- Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı.
Sami was on the other side.
- Sami öteki taraftaydı.